Bitkisel Tedavi ile Damarlar Açılır mı?

İnternette pek çok web sitesinde değişik bitkilerin (ya da bitkisel ürünlerin) damarları açtığına dair kaynağı belirsiz yazılar ve videolar bulunmaktadır. Aslında, doğal olan pek çok bitkinin aslında vücudumuzdaki herhangi bir dokuya fayda sağladığı konusunda herkes fikir birliğindedir. Çünkü, biz yüzbinlerce yıl doğadaki bitkilerle beslendik ve buna uyum sağlayacak şekilde yaşadık, geliştik. Spesifik olarak damarlara faydalı bir bitki de muhtemelen vardır; ancak herhangi bir bitkinin bu spesifik etkisi bilimsel olarak henüz kanıtlanmamıştır. Unutmayın, “plasebo” denilen bir kavram var; inanırsanız hissedersiniz. Yani, “Eskiden göğüs ağrılarım vardı, bu bitki sayesinde damarlarım açıldı” diyen bir hasta aslında yalan söylememektedir. Gerçekten, buna inanan beyin ağrı algısını bir süreliğine değiştirdiğinden hasta geçici olarak ağrı hissetmemeye başlar. Buradaki sorun, “göğüs ağrısının geçici olarak ortadan kaybolması” yerine, “damar açma” ifadesinin yanlış bir şekilde kullanılmasıdır.

Bir bitkisel ürünün damarları açtığını iddia etmek için bunun kanıtlanması gerekir. Bilimde kanıt için yapılması gereken ise basitçe şudur: Örneğin, kalp damarlarında tıkanıklık olan 2000 hastayı alıp 2 gruba ayırırsınız; böylece her grup 1000’er hastadan oluşur. Yaş, cinsiyet, hipertansiyon, diyabet ve sigara gibi damar tıkanıklığı açısından önem arz eden özellikler açısından grupların benzer ortalamaya sahip olmasına dikkat edersiniz (Hasta sayısı bu kadar fazla olunca bu kendiliğinden sağlanır). Sonra, bir gruba bu bitkisel ürünü belli dozda, düzende ve sürede verirsiniz; diğer gruba ise bitkisel ürünü vermezsiniz. Aradan örneğin 10 yıl geçer ve tüm hastaların anjiyolarını tekrar yaparsınız. Anjiyoda saptanan damar tıkanıklık derecesini bilimsel araştırmaya başlamadan hemen önceki anjiyo görüntüleriyle, yani damar tıkanıklık dereceleriyle kıyaslarsınız. Eğer, bitkisel ürün verilen grupta diğer gruba kıyasla damarlardaki tıkanıklıkların düzeldiğini veya en azından daha az kötüleştiğini objektif ve tekrar edilebilir yöntemlerle gösterirseniz işte o zaman o bitkisel ürünün damarları açtığını ya da en azından damarlara faydalı olabileceğini söyleyebilirsiniz. Bilimsel veriler elde edilirken veya değerlendirilirken yapılabilecek olası hatalara karşı başka araştırmacılar başka hasta gruplarında aynı araştırmayı yaparlar ve onlar da tekrar tekrar sizinkiyle aynı sonuca ulaşırlarsa artık bu bilgiden emin olursunuz. Bunun dışındaki her söylem, özellikle de kişisel anektodlar bilimde kayda değer bir önem taşımazlar (Bu, biraz da adli suçlarda tekil şahitliklerin güvenilirliğinin düşük olmasına benzer). Bu nedenle, Bu bitki (ya da bitkisel ürün) damarları açar” iddiasında bulunan birine şunları sorun:

  • Hastalara bu bitkiyi/ürünü verdikten sonra damarların açılıp açılmadığını eski görüntülerle kıyaslayarak kanıtlayan anjiyo veya benzeri bir görüntüleme tetkiki yaptınız mı?”
  • “Dünyanın bir numaralı ölüm nedeni olan kalp damar hastalıkları sorununu çözen böylesine mucizevi bir buluşu neden kaliteli bilimsel dergilerde yayınlamıyorsunuz? 

Bazen, ilaç etkileşimi ya da zehirlenme gibi zararlı etkileri olabilse de herhangi bir bitkiyi tüketmek aslında genellikle zarar vermez. Asıl sorun, bitkisel ürünle damarının açılacağını düşünen bir kişinin mevcut tedavisini terk etmesidir. Söz konusu kalp gibi önemli bir organsa bunun sonuçları maalesef ağır olur. Mali kayıplar ise işin diğer bir boyutudur.

Bilim insanları spesifik bir etki için belli bir bitkisel ürünü satan ya da kullanımını öneren kişileri dürüstlüklerinden duydukları şüphe nedeniyle genel olarak desteklemez. Ancak, bu kişilerin doktor olanları da dahil olmak üzere bir kısmı da bitkisel ürünlerin spesifik etkilerine gönülden inanmaktadır. Her durumda gerçeği bulmamızı sağlayacak kilit nokta aslında şudur: Bilim kanıta dayanır. Hayatta en doğru rehber bilimdir.

Referanslar